01.01.2018 TARİHİNDEN İTİBAREN MESLEK KODU UYGULAMASINDA CEZAİ VE HUKUKİ YAPTIRIM

02.02.2018 | DR. ALİ ARSLAN - İş, Sosyal Güvenlik ve A Sınıfı İş Güvenliği uzmanı

Bilindiği üzere, 09.08. 2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6728 sayılı Kanun'la 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesine bir bent eklenerek meslek koduna ilişkin uygulanacak idari para cezaları belirlenmiştir. Yapılan bu değişiklikle 1 Ocak 2018 tarihi itibarıyla Çalışılan pozisyona uygun meslek kodu bildirimi yapmayanlar için, SGK idari para cezası uygulamaya başlayacak.

İdari para cezasının üst sınırı, o ayın e- bildirge toplamında aylık asgari ücreti aşmamak üzere hatalı bildirilen her işçi için asgari ücretin 1/10 tutarı kadar idari para cezası uygulanır. Ayrıca 01.01.2018 tarihinden sonraki dönemlerde olmak kaydıyla idari para cezasının yanı sıra geriye dönük pozisyon tespitlerinde ikinci bir cezai ve hukuki yaptırım riski de bulunmaktadır.

Şöyle ki; yapılan denetimde 01.01.2018 tarihinden sonra çalıştığı pozisyona ait meslek kodunu 3 ay gecikmeli olarak değiştirildiği tespit edilirse, yani 01.04.2018 tarihinde değiştirildiği tespit edilirse, işyerinde o pozisyon için emsal olarak uygulanan ücret üzerinden 3 aylık ek bildirge istenebilir. Bu durumda da ek bildirge yönünden 5510 Sayılı Yasanın 102/1. Maddesi c/1,2,3,4 Fıkraları uyarınca her belge için 2 asgari ücret tutarında idari para cezası ve döneme ilişkin primler gecikme zammıyla tahsil edilmesi söz konusudur.

Bu nedenle, işçiyi vasıfsız olarak bildiren veya terfi ve iş değişikliğine ilişkin güncellemelerini yapmayan işyerlerinin bu konuda dikkatli olmaları gerekir.

Bu nedenle, İşe giriş güncelleme ekranından her zaman güncelleme yapmak mümkün. Yeni meslek kodu seçiminin ardından "güncelle" butonuna basmak yeterli olacaktır. Yapılan güncellemeler için herhangi bir ceza uygulanmaz.

Toplu güncellemeyi, kullanılan bordro programında yapmak daha kolay olacaktır.

SGK DENETİMLERİNDE YENİ YÖNTEM

Uygun meslek kodlarının girilmesi ve bu kodlara uygun ücret tanımlamasının yapılması için Sosyal Güvenlik Kurumu, özellikle son günlerde, alışılmışın dışında denetim stratejisi uyguluyor.

ÖNCE BİLGİLENDİRME

Sosyal Güvenlik Kurumu, başmüfettişlerini işyerlerine gönderiyor. Görevlendirilen başmüfettişler Müfettişler, Sosyal Güvenlik Kurumu uygulamaları, mevzuatın öngördüğü hak ve yükümlülükler, Kurumun ve Devletin uygulamaya koymuş olduğu teşvikler, kayıtlı işçi çalıştırmanın önemi, kayıt dışı işçi çalıştırıldığının yapılacak bir denetimde tespiti halinde karşılaşılacak yaptırımlar hakkında bilgi veriyorlar ve bu bilgilendirmeyi tutanak altına alıyorlar. Bilgilendirme ziyaretlerini tamamlayan müfettişler, işyerinizi, bir hafta sonra bu defa denetim için ziyaret edeceğiz diyerek ayrılıyorlar.

SONRA YERİNDE DENETİM

Bir hafta sonra gerçekleşen denetimde; kayıt dışı işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığından, ücret bordrolarından, çalışan işçilerle birebir görüşmeye kadar bütün denetim tekniklerini kullanıyorlar. Denetimlerde özellikle, çalışanların tamamının asgari ücretten gösterilip gösterilmediğine dikkat ediyorlar. Denetim sırasında, yönetici pozisyonunda olan çalışanların ücretleri üzerinde duruyorlar. Müfettişler, yönetici statüsünde olanların asgari ücretten gösterilmesi durumunda, bu kişilerin, denetimin yapıldığı aydan itibaren sigorta primine esas ücretlerinin yükseltilmesini istiyorlar ve takip ediyorlar.

SONUÇ

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun son günlerdeki uyguladığı denetim stratejini; bilgilendir, denetle, takip et, cezalandır üzerine kurduğu görülmektedir. Ancak bu ceza, bulunduğu pozisyona uygun meslek kodu bildirimin yapılmaması halinde söz konusudur. Yoksa, pozisyon için belirlenen ücretin az veya fazla olmasıyla ilgili olmayacaktır.

Çünkü; gerek meslek kuruluşlarının ve gerekse SGK’nın belirleyecekleri ücret tarifeleri işveren için zorunlu ve bağlayıcı bir tarife niteliğinde değildir. Bu yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca (Esas No : 2005/9-753, Karar No : 2005/12, Tarihi : 2.02.2005) verilen emsal bir karar bulunmaktadır. Bu karar; “Türk Hukukunda işyeri hekimi ile işveren uygulayacakları ücreti serbestçe kararlaştırabilecekleri işyeri hekiminin tarifenin altında ücretle çalışmayı kabul etmesinin işyeri hekiminin tıbbi deontoleji kurallarına uymaması nedeniyle, hakkında meslek içi disiplin kurallarının uygulanmasının gerekçesi olabileceği anlaşıldığından, Türk Tabipler Birliği tarafından saptanan işyeri hekimleri asgari ücret sözleşmesinin uygulanması zorunlu ve bağlayıcı bir tarife olmadığı” yönündedir. Bu emsal karar, Yargıtayın kendisi dışında tüm adli ve idari makamları bağlayıcıdır.

Diğer yandan, bir işkolunda toplu sözleşmeli işyerlerinde herhangi pozisyon için öngörülen ücret, aynı işkolunda toplu iş sözleşmesiz işyerlerindeki aynı pozisyonlar için emsal alınamaz. Çünkü; 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasasının 40. Maddesine göre yapılan bir toplu iş sözleşmesinin Bakanlar kurulunca aynı iş koluna teşmil edilmesi halinde emsal ücret araştırması yapılabilir, aksi halde toplu iş sözleşmeli işyerlerindeki ücretlerin, toplu iş sözleşmesiz işyerlerine emsal alınması yetki aşımı ve gaspıdır.

Bu itibarla, bağımlı çalışanlar için Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenen ve uyulması zorunlu olan asgari ücret, yasal dayanağını 4857 sayılı İş Kanunu'nun 39 ve 102.maddelerinden almaktadır. Bu komisyonun belirlediği asgari ücretin dışında hiçbir kurumun ve denetim elemanlarının mesleklere göre asgari ücret belirleme yetkisi yoktur ve yasal dayanağı da bulunmamaktadır.

İş sözleşmesi iki taraflı bir hukuki işlem olup, tarafların özgür ve serbest iradesi ile yapılmaktadır. Üçüncü şahıslar sözleşmede taraf olamaz ve müdahale edemez. Aksi durum iş sözleşmesini hükümsüz kılar. Çalışana ödenen ücret gerçek ücret ise, kaygılanacak bir durum yoktur. Ücret, iş gücü arz-talep durumu, işkolu, bölgesel durum vb. sebeplere göre göreceli ve değişkendir. İlle şu ücretin altında kazanç bildirilemez dayatması yapılmaz ve yasal dayanağı da bulunmamaktadır.